Kevin Carter

   
                           KEVİN CARTER'İN  ACI HİKAYESİ

KEVİN CARTER KİMDİR?

KEVİN CARTER
Bugün sizlere KEVIN CARTER'i tanıtmak istiyorum.
İki sebepten ötürü; Birinci sebep, Pulitzer ödülünü almış olması. İkinci sebep  ise çektiği bir fotoğraf ile hayatının son bulmuş olması.
Carter'in dünya çapında tanınmasını ve ona Pulitzer ödülü kazanmasını sağlayan fotoğrafı belki birçoğumuz daha önce görmüş olabilirsiniz.Fakat bu fotoğraf hakkında bilgisi olmayanlar için bir yandan böyle bir yazı yazmak isterken diğer yandan  da böyle durumda kalırsak, ne yapardık sorusuna empati yaparak  cevap aramak istedim.

Kevin Carter, 13 Eylül 1960'da Güney Afrika, Jonannesburg'da doğmuş. Fotoğrafçılık kariyerinin büyük bir bölümünü ırkçı Apartheid rejiminde geçiren fotoğrafçı, yaşadığı coğrafyanın acımasız vahşetini görüntüleyen ve ''Vahşettin Paparazzisi'' denilen  ''Bang Bang'' adlı kulübünün öncülerindendir. Ve eğer Google arama motorunun   '' Görseller'' kısmına Kevin Carter  yazarsanız, yakılan insan vb. vahşet fotograflarını görebilirsiniz maalesef.


1994 yılında Sudan'daki Birleşmiş Milletler kampına sürünerek ulaşmaya çalışan ve açlıktan  ölmek  üzere olan bir  kız çocugunun ve arkasında bekleyen akbabanın fotoğrafını çekmiş olan  Carter,  bu fotoğrafı ile '' Pulitzer''  ödülünü kazanmıştır.  Bu fotoğrafı çektikten sonra  olay yerini terk ederken   çocuğa yardım etmemiştir. Daha sonra bu çocuğun akibeti hakkında net bir bilgi olmamasına rağmen,  Carter yoğun eleştirilere maruz kalmış ve kendisinin yardım görevlisi olmadığını, profesyonel  bir fotoğrafçı olduğunu söyleyerek savunma yapmıştır. Çektiği bu fotoğraf sayesinde şöhrete kavuşan  fotoğrafçı yardım kuruluşlarını büyük miktarda maddi kaynak sağlamasında faydalı olmuş fakat aynı


faydayı kendisi için sağlayamamış ve 27 Temmuz 1994' de Johannesburg  banliyösunda ,park halindeki  kamyonetinin içine egzoz gazı basarak intihar etmiştir. Öldüğü zaman yanında çevresindeki insanlara yazılmış çok sayıda  mektup bulunmuştur. 

Evet işte yaşanmış bir hikaye! Siz olsaydınız ne yapardınız? Aslında o dönemde gazetecilere, bulaşıcı hastalıklar sebebiyle insanlara dokunmamaları için  özellikle uyarıldığı bilgisini de dikkate almak gerekir tabi ki. Diğer yandan,  gerçekten  yardım etmek istese,  o çocuğa dokunmaksızın yapabileceği bir şeyler vardı elbette.

HAYATI
Anne ve babası; Katolik ve liberaldi. Beyazların oturduğu orta sınıf mahallede büyüdü. Siyahların “ırkçı beyaz devlet” tarafından nasıl baskılara maruz kaldığına tanıklık etti. Eczacı olmak istiyordu. Okumak istemediğine karar verdi ve askere gitti. Hava Kuvvetleri'nde dört yıl görev yaptı. 1980 yılında bir siyah garsonun barda askerler tarafından tartaklanmasında garson lehine tanıklık yaptı. “David” adlı radyoda çalışırken, 20 Mayıs 1983'te Church Street'te 19 kişinin ölümü ve 217 kişinin yaralanmasına neden olan bombalı saldırıdan sonra gazeteci olmaya karar 


Umduğu gibi olmadı; Johannesburg Stargazetesinde spor fotoğrafçısı olarak işe başladı. Hırslıydı; spor dışında ırkçı apartheid vahşetiniteşhir eden fotoğraflar çeki. Bu fotoğraf karelerinin vahşeti, yayınlanıp yayınlanmaması tartışmalarına neden oldu. O ise, fotoğraflarını “fotoğrafların dehşeti insanları korkutuyor ama sorun bu nedenle hep konuşuluyor” diye savundu.


Ve….


11 mart 1993 
11 MART 1993
Gazeteci  Carter'ın yaşamını değiştiren tarihti bu. Portekizli gazeteci Joao Silva, İspanyol gazeteciler José María Luis Arenza ile Luis Davilla ve Japon gazeteci Akio Fujiwara ile birlikte Birleşmiş Milletler'e ait insani yardım gemisiyle Güney Sudan'a gittiler. BM yetkilileri bir köy yakınında kurdukları merkezde mısır dağıtmaya başladı. Kevin Carter bu merkezin dışına çıktı.
Bir kilometre kadar kamptan uzaklaşmıştı ki hayatını değiştirecek olayla karşılaştı: Küçük kız çocuğu kampa doğru gelirken yığılıp kalmıştı ve hemen arkasında ölmesini bekleyen yırtıcı bir kuş/akbaba vardı.

Kevin Carter akbabayı korkutup kaçırmamak için 10 metre kadar yaklaştı. Ve…
Fotoğraf makinesinin deklanşörüne bastı.
İki hafta sonra…
Fotoğraf New York Times'ta yayınlandı. Fotoğraf bir sonraki gün dünyanın pek çok yerinde yayınlandı. İnsanlar fotoğraftaki minik kız çocuğunun kaderini sormak için gazetelerle temasa geçti.
Sudan'a yapılan insani yardımlar patlama yaptı.
Bir yıl sonra…
Nisan 1994'te dünyanın en prestijli gazetecilik ödüllerinden olan Pulitzer Ödülü Kevin Carter'a verildi.
Fakat…
Ödül alınan fotoğraf dünyada büyük bir tartışmaya neden oldu. Kevin Carter fotoğrafı çektikten sonra olay yerinden çekip gitmişti!
Kız çocuğunun akıbeti bilinmiyordu.
Kimi, yardım torbasını alan annesinin gelip çocuğu götürdüğü söyledi. Kimi, kız çocuğunun kalkıp yürüyerek kampa ulaştığını söyledi.
Ancak…
Tartışmalar hiç bitmedi. Hedefteki isim, Kevin Carter idi. “Yardım görevlisi değilim sadece fotoğrafçıyım üstelik bulaşıcı hastalıklar nedeniyle hiç kimseye dokunmamamız konusunda uyarılmıştık” açıklamasını yaptı. Bu talihsiz açıklama tepkileri büyüttü.
Öyle ya…
Eline dokunmadan da yapacakları vardı kuşkusuz.
“Vahşet Paparazzisi” gibi ağır sözlere dayanamadı; ruh sağlığı bozuldu.
Tarih: 27 Temmuz 1994.
Kevin Carter pikabını Johannesburg banliyösü Parkmore'ne sürdü. Çocukların oyun oynadıkları Eğitim Merkezi'ne park etti.
Kulağına walkman taktı. Ve… Pikabın egzosunu, oturduğu yere vererek intihar etti.
Arkasından şu mektubu bıraktı:
“Ben gerçekten, gerçekten üzgünüm. Yaşamın acı nafaka … … para için sevinç kiralık … telefon olmadan … … para depresif yok noktaya parayı sevinç geçersiz kılar Borçlar … para !!! … ben katil cellatların sorumsuz deliler, sık sık polisin, açlıktan ya da yaralanan çocukların … cinayetleri ve cesetler ve öfke ve acı anıları canlı peşindeyim ben .. . Ben katılmak için gitti Ken Ben şanslı olduğunu olursam.”
“Şanslı” bulduğu Ken; Ken Oosterbroek idi; foto muhabiriydi ve 18 Nisan 1994'te bir çatışmayı görüntülerken öldürülmüştü. Aralarında Kevin Carter'ın bulunduğu gazetecilerin kurduğu “Bang Bang Kulübü” üyesiydi…
Kevin Carter'ın ardından…
Savatage ve Manic Street Preachers gibi müzik grupları şarkılar yaptı.
Amerikalı yazar Mark Z. Danielewski, “House of Leaves” adlı romanını yazdı.
Yazar Masha Hamilton bir kitabını ona ithaf etti.
Taylor Kitsch'in oynadığı “Bang Bang Kulübü” film oldu.
Sonuçta…
Bugün hâlâ Kevin Carter'ın fotoğrafı, “etik mi değil mi?” diye tartışılıyor.
Ama kimse…
Sudan'da petrol için kimlerin iç savaş çıkardığını; ülkeyi kimlerin böldüğünü ve insanları kimlerin açlığa mahkum ettiğini yazmıyor-tartışmıyor!


PULİTZER ÖDÜLLÜ  FOTOĞRAFI 



KEVİN CARTER' 1994 Pulitzer ödülü (Akbaba ve küçük kız)
       
ÇEKTİĞİ BAZI FOTOĞRAFLAR

KEVİN CARTER'İN HAYATININ VİDEOLARI




Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Joseph (Joe) Roger O'Donnell

Steve McCurry